Dikiş blogları dünyasında onu tanımayanınız yoktur sanırım. Diktiği muhteşem giysilerin, yaptığı öğretici çalışmaların, harika yazılarının büyük hayranıyım ben. İş yoğunlukları, zamansızlıklar derken sonunda tanıştık! Peki ben bu yazıyı neden bu kadar geç yazdım? O kadar güzel bir yazı yazmıştı ki İrem, ne yazsam nasıl yazsam bilemedim. Cesaretimi toplayıp işin sonunda yazım bir teknik yazıya dönüşse bile yazmak istedim. Hem böylece kendimce yeni sezon açılışımı yapmış olacağım.
O kadar eğlenceli, tatlı ve dolu biri ki, saatlerin nasıl geçtiğini anlamadım bile! Ayrılırken içimden "Yaaa az daha gezseydik!" diye geçirdim. Bir daha ki buluşmalara artık:)
Ne dedikodu yaptık, ne dedikodu yaptık! Neler konuştuk nelere güldük yazmış İrem blogunda, hala okumadıysanız çok ayıp, sizi buradan alalım.
Buluşmamızın sonunda fotoğraflarımıza küçük Derin'i de dahil ettik, daha doğrusu Derin kendini zorla dahil etti:)) Ankara Simitçisi'nin önünde verdiğimiz hiper fashionista pozlarla buluşmamızı sonlandırdık.
İrem'in harika kumaşlarını gördünüz. Bakalım ben neler almışım:
Bu kumaşı İrem'le birlikte aldık. Ben olsam hayatta göremez, bulamazdım böyle bir kumaş. Harika bir şey!
Bu rengarenk pamuk vual gömlek olacak.
Bu gabardin kumaş kesilip dikilmeye hazırlandı bile. Diktiğim ilk pantolonum olacak.
Bu kumaşın renkleri o kadar güzel ki, dayanamadım aldım. Ne yapacağımı bilmesem de...
UFO gibi tanımlanamayan bir kumaş kendisi. Deri bile dediler:)) Oldukça sert ve bayıldığım elektrik desenleri var.
Parça kumaşlardan biri, pembe ve puantiyeli olunca dayanamadım aldım. Kuvvetle muhtemel astar olacak.
Bu da çok ucuza aldığım kot benzeri kalınca gömleklik kumaş.
İremcim, bir sonraki buluşmayı ne zaman yapıyoruz?
Son olarak, kumaşçıda karşılaştığımız okurumuz bana şu meşhur pembe abiye elbisemi sordu. En kısa zamanda o elbiseyle ilgili son gelişmeleri yazacağım, söz:)